Yeni bir dil nasıl öğrenilir ?

Vote now!

Yeni bir dil öğrenmeyi en iyi çocukların yapabildiği söylenir. Fakat bu, yetişkinlerin dil öğrenmekten vazgeçmeleri anlamına gelmez.

 

 

  1. Gerçekçi olun; Bilgiye boğulmamak için kolay ve erişilebilir bir hedefle başlayın. Alman çevirmen Judith Matz şu şekilde bir öneri sunuyor: “Bir dilin 50 kelimesini öğrenin ve bu kelimelerle insanlarla iletişim kurun. Sonra ise yavaş yavaş dil bilgisini öğrenmeye başlayın.”
  2. Dil öğrenerek yaşam tarzınızı değiştirin; Elisabeth Buffard, 27 yıllık İngilizce öğretim hayatında en başarılı öğrencileri her zaman diğer öğrencilerden ayıran bir tutarlılığa tanık olmuş; Yorgun, hasta ya da delicesine âşık olsanız bile bir dil öğrenme alışkanlığı edinin.
  3. Dil öğrenmeyi bir oyun haline getirin; Yabancı bir dili hayatınıza ne kadar dâhil ederseniz, beyniniz onu o kadar kullanışlı ve umursamaya değecek bir şey olarak düşünecektir. Rus çevirmen Olga Dmitrochenkova, “Öğrendiğiniz yeni dile maruz kalmak için her fırsatı kullanın” diyor. Evinizdeki her eşyanın üzerine bu dilde notlar yapıştırın, çocuk kitapları okuyun, alt yazılı TED ve TEDx sunumları izleyin ya da gününüzü hayali bir arkadaşınıza anlatın.
  4. Teknolojinin size yardım etmesine izin verin; Dmitrochenkova’nın harika bir fikri var: “Telefonunuzun dilini değiştirmek gibi basit bir eylem hemen yeni kelimeler öğrenmenizi sağlayabilir.” Ağ tarayıcınızın dilini değiştirmeye evet deyin. Ya da İnternet üzerinden daha iyi öğrenme fırsatları arayın. Flemenkçe çevirmeni Els De Keyser, dil bilgisine oyuna benzer bakış yaklaşımı için Duolinguo’yu ve “akıllı” bilgi kartlarıyla kelime ezberlemek için Anki’yi öneriyor.
  5. Dil öğrenmeyi yeni deneyimlere açılan bir kapı olarak düşünün; İspanyolca çevirmen  Sebastián Betti için, dil öğrenmek her zaman yeni dilin getirdiği deneyimlere odaklanmaktan oluşuyor. Bu eğlence parkına gitmek, uçuş gösterisi seyretmek, kovboy şiirleri okumak ve folk-rock festivallerine gitmekten, yeni resim yapma teknikleri öğrenmeye kadar değişebilir.” Başka bir deyişle, zaten eğlenceli şeyler yapmayı düşünecekken, bunları birer dil öğrenme fırsatına dönüştürüyor. Birçok çevirmenimiz de bu fikre katıldı. İtalyanca ve Fransızca çevirmeni Anna Minoli  İngilizceyi favori filmlerini alt yazısız izleyerek öğrenirken, Hırvatça çevirmeni Ivan Stamenković beşinci sınıfa geldiğinde İngilizce konuşabildiğini fark ettiğini söylüyor. Nedeni ise yıllarca Cartoon Network kanalını alt yazısız izlemesiydi. Dolayısıyla bir daha vejetaryen havuç keki tarifine ihtiyacınız olduğunda, tarifi öğrenmeye çalıştığınız dilde arayın.
  6. Yeni arkadaşlar edinin; Yeni dilde iletişim kurmak çok önemlidir. Söylemeden önce aklınızdan her cümleyi çevirmenin aksine size sezgisel olarak düşüncelerinizi aktarmayı öğretir. Çevrenizde ana dilini konuşan insanlar bulun. Yabancı bir mektup arkadaşları arayın ya da İnternet üzerinde iki kişinin gönüllü olarak birbirine kendi dilini öğrettiği bir dil değiş tokuş ortamı yaratın.
  7. Yanlış yapmaktan korkmayın; Yeni bir dilde iletişim kurarken en çok karşılaşılan engel yanlış yapma korkusudur. Fakat ana dilini konuşan kişiler çocuklarına çok düşkün ebeveynler gibilerdir; kendileriyle ana dillerinde iletişim kurmaya çalışmanız onlar için sizin doğuştan yetenekli bir dahi olduğunuzun bir ifadesidir. Sarf ettiğiniz çabadan memnun kalacak ve hatta size yardım edeceklerdir. Yaşıtlarınızla konuşmaktan çekiniyor musunuz? Kendinizden biraz daha küçük biriyle dil becerilerinizi sınamayı deneyin. “Alman çevirmen Judith Matz, “İtalyan bir çocukla konuşuyordum ve İtalyancamızın aynı seviyede olduğunu öğrenince oldukça şaşırdım” diyor. Sabırlı olmayı unutmayın. Kendi yaşınızdaki insanlarla da konuşun. Ne kadar çok konuşursanız, o ulaşılmaz gibi görünen “ana dil akıcılığını” elde etmeye daha da yaklaşırsınız.